Doğasever ve Mikofan Mahmut Akdoğan, Bolu’nun Aladağ bölgesinde yaptığı iki günlük kamp sonrası hazırladığı gezi yazısında, “Bolu ormanları gerçekten çok zengin. O kadar il gezdim, bu kadar çeşitliliği ve canlılığı bir arada görmedim. Kitaplarda okuyup ilk kez burada karşıma çıkan ve beni heyecanlandıran mantar türleri oldu” ifadelerini kullandı.

Haber: Oğuzhan Eke

Bolu, konumu ve doğasıyla birçok canlı çeşidine ev sahipliği yapıyor. Sonbahar mevsiminin en büyük nimetlerinden olan mantarlar da bu canlı türlerinin arasında yer alıyor. Her ne kadar milyonun üzerinde çeşidi olduğu düşünülse de bu güne kadar sadece 70 bin kadar mantar türü kayıt altına alınabildi. Mantarların bu büyük gizemleri de insanları kendisine çekiyor. Dolayısıyla doğasında binlerce mantarı barındıran Bolu; mikologların, mikofajların, mikofanların, mikodefineciler uğrak noktası haline geliyor. Doğasever ve mikofan Mahmut Akdoğan da mantarların gizemini keşfetmek için Bolu’ya geldi.

GEZİ YAZISI HAZIRLADI

Hafta sonunu Bolu’nun Aladağlar bölgesinde kamp yaparak geçiren Akdoğan, mantarlar hakkında bilgi verdiği bir de gezi yazısı hazırladı. Bolu insanıyla diyaloglarına, rastladığı mantarlara yazısında yer veren Akdoğan, aynı zamanda tavsiyelerde de bulundu. Yazıda şu ifadeler yer aldı:

“MANTARI GÖRÜNCE ALDI ATTI UZAĞA”

“Geçtiğimiz hafta sonunu Bolu Aladağlar’da kamp yaparak geçirdim, bir kaç kez mantar turuna da çıktık arkadaşlarla, dediğiniz gibi yakın civardaki köylülerimizle de karşılaştık, sohbetler ettik, köylülerimizin topladığı mantar çeşidi çok azdı, belki 3-4 tür, bizim sepettekileri görünce biraz şaşırdılar doğal olarak. Bir teyzemizle karşılaştık, kızıyla beraber onlarda mantar topluyorlardı, selam verdik ve ayaküstü sohbet ettik, benim sepetteki Lepista nuda (mavi cincile,morcincile) mantarını görünce aldı attı uzağa, ‘Bunları yemeyin zehirlidir’ dedi, teyzemizin bu tepkisine biraz şaşırsam da tanık olduğu bir zehirlenme vakasını anlatınca normal karşıladım, daha önce de bu tür durumlara şahit olmuştum. Atadan öğretilen ne varsa insanlarımız onları topluyorlar, bunun getirdiği avantajlarda var, dezavantajları da var.”

“İKLİM ŞARTLARI RENK VE ŞEKİL DEĞİŞİKLİKLERİ OLUŞTURABİLİYOR”

“Avantajı: Köylülerimizin sadece öğrendikleri mantarları toplamaları şu yönden iyi; En azından sadece bildikleri ve öğrendikleri mantarları topluyorlar, bilmediklerini ya hiç almıyorlar ya da teyzemizin tabiriyle ‘Tekmeyi vurur geçerim’ diyorlar. Dezavantajı: İnsanımızda okuma ve araştırma alışkanlığı maalesef çok az. Az önce bahsettiğim gibi insanımız sadece bildiği türleri topluyor ama o bildiği türlerin de çok benzeri olan, zehirli, hatta öldürücü türler de var. İklim şartları, aşırı yağan yağmurlar veya aşırı sıcaklık, çok iyi bildiğimiz mantarlarda bile renk ve şekil değişiklikleri oluşturabiliyor, bunu defalarca gördüm.”

“HALKIMIZ TÜRLERİ DE ÖĞRENEREK TİCARETİNİ YAPABİLİR”

“Bu sebeple ilgili kurumlar; belediyelerimiz, kooparatifler, tarım müdürlükleri, dernek ve vakıflar, mantar zehirlenmelerinin önüne geçmek için bu alanda uzman kişileri davet ederek mantar turları düzenleyebilirler. Bu vesileyle hem halkımız daha bilinçli bir mantar toplayıcısı ve tüketicisi olur hem de çok değerli ve leziz olan türleri de öğrenerek bunları afiyetle tüketebilir, bazılarının da ticaretini yapabilir.”

“BOLU ORMANLARI GERÇEKTEN ÇOK ZENGİN”

“Mantar çeşitliliği açısından baktığımızda Bolu ormanları gerçekten çok zengin. O kadar il gezdim, bu kadar çeşitliliği ve canlılığı bir arada görmedim. Kitaplarda okuyup ilk kez burada karşıma çıkan ve beni heyecanlandıran mantar türleri oldu. Halk arasında dolaşan bazı yanlış bilgiler de var. Örneğin, ‘Hayvanların böceklerin yediği her mantar yenilebilir’ bu yanlış bilgidir, bazı hayvanların böceklerin yediği ama bir insan tükettiğinde ölümcül olan mantarlar var, birinin adı Köygöçüren mantarı (Amanita phalloides), bu mantarın her aşamalarını bütün mantar toplayıcılarının kesinlikle bilmesi ve öğrenmesi gerekir. Panzehiri yoktur, Türkiye'deki ölümcül zehirlenmelerin neredeyse %90 kadarından sorumlu, son derece zehirli ve tehlikeli bir mantardır. Bu mantara yaz başlarında ve sonbahar aylarında ormanlarda çok sık rastlanır.”

“LEZİZ OLDUĞU KADAR TİCARİ DEĞERİ DE VARDIR”

“Yine yanlış bilinen renkli mantarların zehirli olduğu. Renkli olup çok lezzetli olan mantar türleri de var, örneğin Padişah, diğer adıyla Yumurta, Sezar (Amanita caesarea), Avrupa’da çok az rastlanan bu mantarı Türkiye’nin birçok yerinde görebilirsiniz, turuncu renktedir, hiç bilmeyene zehirli, bilen için de bir hazinedir, hatta bunun yurt dışında ticareti de yapılır, leziz olduğu kadar ticari değeri de vardır. Renk değiştiren mantarlar için de bunlar zehirlidir diyenler var, evet renk değiştiren mantar türlerinde zehirli olanlar var, bunun yanında renk değiştirip tüketilebilen türler de var.”

“DOĞADA VAKİT GEÇİRMEYE ÇALIŞALIM”

“Mantar toplamanın ve doğada olmanın başka ne gibi faydaları vardır? Shinrin-Yoku (Orman banyosu): Japonya'da birçok şehirde Shinrin-Yoku ormanı bulunuyor ve bu alanların insan sağlığına olumlu etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Araştırmacılar, beş duyumuzu açıp, ormanı içimize çekerek 40 dakika yürümenin stres seviyesini azalttığını söylüyor. Buna ek olarak, sadece 20 dakikalık bir orman banyosundan sonra bile kan basıncının düştüğü gözlemlenmiş. Bu sayede kızgınlık, anksiyete, öfke gibi sorunlara çare bulunmuş oluyor. Bu sebeple kendimiz, ailemiz ve çocuklarımızla doğada vakit geçirmeye çalışalım lütfen, inanın bu size daha sonraları bir tutku haline gelecek.

Doğamız birçok nimet ve mucizelerle doludur, doğamızı ne kadar temiz tutar ve korursak, bize karşılığını en güzeliyle verecektir.”

Editör: TE Bilisim