Birinci basamak sağlık sistemi hususunda açıklamalarda bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bolu Şube Başkanı Serdar Koçyiğit, 10 yıldır da tüm Türkiye’de uygulanmakta olan aile hekimliği sistemi ile dönüştürülen birinci basamağın, toplum sağlığı açısından sürekli olarak sorunların birikmesine neden olduğunu söyledi.

SES Bolu Şube Yönetici Kurulu Üyesi Serdar Koçyiğit sağlık hizmetlerinde birinci basamağın sağlık hizmetleri için önemli olduğunu vurgulayarak, “Yalnızca birinci basamak sağlık hizmetlerine bakarak o ülkenin sağlık sistemi hakkında genel bir fikir sahibi olmak mümkündür. Hükümetler uzun yıllardır koruyucu sağlık anlayışından vazgeçmiş, tedavi ağırlıklı sağlık politikalarını, halkın ve sağlık örgütlerinin itirazlarına rağmen uygulamaya koymuşlardır. Sağlık alanının özelleştirmeci bir anlayışla dönüştürülmesinin öncesi olmakla birlikte, AKP hükümetleri döneminde, tek parti iktidarı olmasının olanakları da kullanılarak hızlandırılmıştır. Bu programın önemli başlıklarından biri sağlık ocağı sistemine dayalı birinci basamak temel sağlık hizmetlerini aile hekimliği sistemine dönüştürmek olmuştur ”dedi.

“BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ KÖTÜYE GİTMEKTE, SAĞLIK EMEKÇİLERİ DAHA FAZLA SÖMÜRÜLMEKTEDİR”

Aile hekimliği sisteminin sağlık hizmetlerini olumsuz etkilediğini belirten Koçyiğit,”16 yıl önce başlatılan ve 10 yıldır da tüm Türkiye’de uygulanmakta olan aile hekimliği sistemi ile “dönüştürülen” birinci basamak, toplum sağlığı açısından sürekli olarak sorunların birikmesine neden olurken aynı zamanda esnek ve performansa dayalı ücretlendirme sistemi ile de sağlık emekçilerine yönelik sömürüyü derinleştirmektedir. Gelinen aşamada birinci basamak sağlık hizmetleri kötüye gitmekte, sağlık emekçileri daha fazla sömürülmektedir. Kuruluşumuzdan itibaren var olanın yetersiz olduğunu ifade ederek, olumsuz gördüğümüz noktaları sürekli olarak eleştirdik ve önerilerimizi iktidarlara ilettik, kamuoyu ile paylaştık. AKP’nin sağlıkta dönüşümle birlikte oluşturduğu yeni sistem, toplum ve emekçiler yararına değil, sermayenin ihtiyaçlarına yönelik olduğu için ilk günden itibaren karşı çıktık, eylem ve etkinlikler yaptık. Durduramadık ancak bazı geri adımlar atılmasını sağladık, programın hayata geçirilmesini geciktirebildik. Gelinen aşamada birinci basamak sorun yumağına dönmüş durumdadır ve emekçilerin sorunları da her geçen gün artmaktadır. En başından beri yaptığımız ikazların haklı çıktığını üzülerek görmekteyiz.” şeklinde konuştu.

EŞİTSİZ SAĞLIK SİSTEMİNİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR

Serdar Koçyiğit toplumsal eşitsizliğin sağlık hizmetlerini olumsuz etkilediğini dile getirerek,Sağlık hizmetine erişim açısından en temel iki sorun eşitsizlik ve yoksulluktur. Bu eşitsizlikler toplumsal eşitsizliklerin yansıması olduğundan giderilmeleri de ancak toplumsal eşitsizliklerin giderilmesi ile mümkündür. Bununla birlikte birinci basamak sağlık hizmetlerinin yaygın ve eşitlikçi bir biçimde sunulmasının sağlığın geliştirilmesinde ve sağlık eşitsizliklerinin azaltılmasında ne kadar önemli olduğu da bilinmektedir.

Ancak küresel aktörler IMF ve Dünya Bankası’nın direktifleri ülkelere mali yaptırımlar, kemer sıkma politikaları dayatırken, kamu harcamalarından –sağlık başta olmak üzere- kesintiye gidilmiş, alanın özelleştirilmesinin önü açılmış, tüm toplumu kapsayacak ve sağlık eşitsizliklerini azaltacak politikalar tek tek rafa kaldırılmıştır. AKP ile hızlanan bu piyasalaştırma süreci, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında sağlık hizmeti sunumunun “paran kadar sağlık” anlayışına terkedilmesine, sağlık emekçilerinin ise düşük ücretle, iş güvencesinden yoksun esnek ve kuralsız çalıştırılmasına dönük adımları hızlandırılmıştır. “Herkes için sağlık” prensibinin bir kenara atıldığı, hastalıkların kökenindeki sınıfsal nedenlerin görmezden gelindiği ve eşitlikçi sağlık hizmeti sunumunun kırıntılarının bile ortadan kalktığı bu dönüşümü en erken ve keskin bir biçimde yaşayan birinci basamak alanı olmuştur. Aile hekimliği sistemi ile birinci basamakta özelleştirmenin önü açılmış, koruyucu sağlık hizmetleri tasfiye edilmiş, hekimler işletmeciye, sağlık emekçileri iş güvencesiz işçilere, hastalar da müşteriye dönüştürülmüştür.” ifadelerini kullandı.

 

Editör: TE Bilisim