Soyadı uygulaması değişik kültürlerde, çok farklı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Çin’de daha MÖ 2852’de imparatorluk emriyle herkesin bir aile adı alması zorunluluğu getirilmiştir. Batı’da ise benzer uygulamalara daha sonraki yıllarda, günümüze daha yakın dönemlerde geçilebilmiştir.

Soyadı uygulamasının ilk örnekleri Roma İmparatorluğu’na kadar götürülmektedir. Çağdaş anlamdaki soyadı, kişi hak ve özgürlüklerinin ortaya çıkmasıyla birlikte yaygınlaşmış ve bugünkü düzeyine ulaşmıştır. Toplum içinde birey olmanın yanında, tek başına bir varlık olarak kişinin tanınmasında, kendi adı ile birlikte hangi aileden olduğu da önem taşımaktadır. İslam kültürü çerçevesinde bu sorun, kişi adının baba adı ile anılmasıyla çözülmek istenmiştir. “Falanın oğlu” (ya da kızı) gibi Türkçe deyimler “ondan doğma, gelme” anlamındaki Farsça “zâde” ye bırakmıştı: Kemal Paşa-zâde, Turhan Bey-zâde gibi.

Halk arasında ise aileyi belirlemek için daha çok “lakap, şöhret…” denen sanları kullanmak yeğlenmişti. Aile büyüğünün göze çarpan niteliğine, özelliğine, becerisine ve mesleğine göre “Köse, Kâtip, Hasırcı, Etyemez” gibi nitelemeler o kişinin soyundan gelenleri belirleyen sanlar olmuştu.

İslamiyet öncesi dönemde ad verme son derece önemli ve törensel bir anlayışla gerçekleştirilmesine karşın, Türklerin 1934 yılına kadar soyadları yoktu. Bu toplumsal işler için bir eksiklikti. Vatandaşlar yalnız öz adları ile anıldıklarından, toplumsal ilişkilerde aksaklıklar oluyordu. Ailelerin belirli bir adı bulunmuyordu. Evlilik birliğinin adsız olması çok sakıncalı idi. Öte yandan nüfus kayıtları karmakarışıktı. Askere alma işlerinden, iktisadi ilişkilere kadar soyadı yokluğu yüzünden büyük zorluklar çıkıyordu. Buna çare olmak üzere askeri okullarda öğrenciler doğuş yerlerine göre isimlendiriliyordu. Bazı ailelerin lakapları vardı. Ancak bu toplumsal bir düzenleme getirmekten uzaktı. Bu nedenle çağdaş toplumlarda olduğu gibi, belirli kurallara göre aile başkanının alacağı ve bütün aile bireyleriyle birlikte o aileden gelecek olanların kullanacakları bir ikinci ad “Soyadı” almaları yoluna gidildi.

Soyadı Kanunu ile ilgili çalışmalar 1929 yılı öncesinde gündeme gelmiş ve çalışmayı yapanlar Mustafa Kemal tarafından ödüllendirilmiştir. Kanun tasarısı üzerinde TBMM’de görüşmelere 16 Haziran’da başlanmış, 2525 sayılı, 15 maddelik Soyadı Kanunu 21 Haziran 1934’te kabul edilmiştir. Kabul edilen “Soyadı Kanunu” ile her Türk’ün öz adından başka soyadı taşıması zorunlu tutuldu. Soyadları “Türkçe olacak, rütbe, memuriyet, yabancı ırk ve ulus adlarıyla ahlaka aykırı ve gülünç” kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı.

Bu Kanun uygulanmaya başlandıktan sonra, sosyal ilişkilere önemli bir düzen gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını 24 Kasım 1934’te TBMM vermiştir. Böylece, Türk ulusu ona en büyük armağanı vermiş oldu. Atatürk kelimesi artık Türk ulusunun yücelme azmini ifade eden bir sembol olmuştur. Atatürk, Soyadı Kanunu’nu sahiplendiğini gösterircesine pek çok kişiye gerek özel toplantılarda ve gerekse Çankaya’daki sofrasında soyadı önermiş ve önerdiği isimlerin kabul edilmesini sağlamıştır. Örneğin, İsmet Paşa’ya İnönü, Mahmut Celal Bey’e Bayar, Tevfik Rüştü Bey’e Aras, Fethi Bey’e Okyar soyadlarını vermiştir.

Mustafa Kemal Paşa’ya Atatürk soyadının verilmesinden iki gün sonra, Soyadı Kanunu’nu tamamlayan unvanların kaldırılması ile ilgili kanun teklifi meclise getirilmiş, “Ağa, Hacı, Hafız, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, Hazretleri” gibi eski toplumsal zümreleri belirten unvanlar kaldırılmıştır. Kanun’un ikinci maddesiyle sivil rütbe, resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmış, bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaklanmıştır.

Harp madalyalarının istisna tutulduğu kanun maddesine göre Türklerin yabancı devlet nişanı taşımaları da yasaklanmıştır. Kanun’un üçüncü maddesiyle kara, deniz ve hava kuvvetlerinde görevli üst düzey subayların rütbe ve taşıdıkları unvanlar yeniden düzenlenmiştir. Soyadı Kanunu ile Bazı Unvan ve Lakapların Kaldırılmasına Dair Kanun’un Batıdaki soyluların ya da aristokrat bir tabakanın egemen olduğu bir toplum yapısıyla tanışmamış olan Türkler açısından, ayrıcalıksız ve kaynaşmış bir kitle yaratmak için düşünülmüş bir adım olarak algılandığı anlaşılmaktadır. Bu kanunların kabul edilmesinin, bir anlamda Batılı tarzda yurttaş bilincinin gelişmesi ve bireyselliğin ifadesine katkıda bulunulacağı düşünülmüştür.

Kaynak: Oğuz AYTEPE

15 HAZİRAN

1826- Sultan II. Mahmut Yeniçeri Ocağı'nı kaldırdı, yerine "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" adıyla yeni bir askeri teşkilat kuruldu. Bu olay Osmanlı tarihinde Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) olarak anıldı.

1927- İst. Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi (Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi) hizmete girdi.

1942- Atatürk'ün Şişli'de oturduğu ev müze oldu.

1992- Türkiye'nin ilk AIDS hastası Murteza Elgin öldü.

2017- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından  'Adalet Yürüyüşü’ başlattı.

16 HAZİRAN

1535- Barbaros Hayrettin Paşa, Haçlı donanmasına karşı zafer kazandı.

1919- Yörük Efe Müfrezesi, Malkoç köprüsüne baskın yaptı ve Yunan müfrezesini imha etti.

1920- Ermeniler Oltu'yu işgal etti.

1934- İran Şahı Rıza Pehlevi'nin Türkiye ziyareti başladı.

1949- Devlet Tiyatro ve Operası kuruldu.

1987- Türkiye'yi ziyaret eden İran Başbakanı Musavi'nin Anıtkabir'i ziyaret etmemesi tepkiyle karşılandı. Erdal İnönü, Başbakanlık önüne siyah çelenk bıraktı.

1994- Anayasa Mahkemesi, Demokrasi Partisinin (DEP) kapatılmasına ve bu partinin üyesi olan 5'i cezaevindeki 13 milletvekilinin üyeliğinin sona ermesine karar verdi.

17 HAZİRAN

1919- Yunan kuvvetleri Menemen'de katliam yaptı.

1951- Türk Milli Futbol Takımı, Federal Almanya'yı Berlin Olimpiyat Stadı'nda 2–1 yendi. Başarılı kurtarışlar yapan kaleci Turgay Şeren'e, ''Berlin Panteri'' denilmeye başlandı.

1964- Başbakan İsmet İnönü'ye suikast girişimi iddiasıyla yargılanan Mesut Suna, 20 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı.

1967- Çin, ilk hidrojen bombasını patlattı.

1972- ABD'de Watergate skandalıyla ilgili ilk haber yayımlandı.

1992- Yeni Galata Köprüsü törenle hizmete açıldı.

2015- Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vefat etti.

18 HAZİRAN

1920- Fransızlar, Zonguldak'ı işgal etti ve 20 günlük mütareke sona erdi.

1934- II. Dil kurultayı Dolmabahçe Saray'ında toplandı.

1953- Mısır'da 74 yıllık İngiliz egemenliğinin sona ermesiyle, cumhuriyet ilan edildi.

1988- Başbakan Turgut Özal, Ankara Atatürk Spor Salonu'nda yapılan ANAP Büyük Kongresi'nde, Kartal Demirağ'ın silahlı saldırısında elinden yaralandı.

1992- ''Yeşil Kart'' uygulaması, TBMM'de kabul edildi.

1993- Haydar Aliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı oldu.

19 HAZİRAN

1981- Eski gümrük ve tekel bakanlarından Tuncay Mataracı ile aynı davadan yargılanan 13 sanık, Yüce Divan tarafından tutuklandı.

1995- Bosna için toplanan yardım paralarını Refah Partisi'ne aktarmakla suçlanan Süleyman Mercümek'in yargılanmasına başlandı.

2020- Hükümetin çoklu baro sistemi hazırlığı içinde olması nedeniyle duruma karşı çıkan 80 ilin baro başkanları, Ankara'ya ''Savunma Yürüyüşü'' adı altında bir yürüyüş başlattı.

20 HAZİRAN

1907- Mustafa Kemal, kıdemli Yüzbaşı'lığa terfi etti.

1933- İstanbul Üniversitesinde, İnkılâp Enstitüsü kurulması kararlaştırıldı.

1938- 19 Mayıs, milli bayram günü oldu. ''Dağ Başını Duman Almış'' marşı, Gençlik ve Spor Bayramı marşı olarak kabul edildi.

1976- İlk kez yapılan Kıbrıs Türk Federe Devleti seçimlerinde Rauf Denktaş ''Devlet Başkanı'' seçildi.

1982- ''Banker Kastelli'' olarak tanınan Cevher Özden ve eşinin İsviçre'ye kaçtığı bildirildi.

1984- Viyana'da Çalışma Ataşesi Erdoğan Özen, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü.

2005- Almanya'dan sınır dışı edilen İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği yöneticisi Metin Kaplan, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı.

21 HAZİRAN

1921- Zonguldak, Fransızlardan geri alındı. (Zonguldak'ın kurtuluşu).

1921- Adapazarı, Yunanlılardan geri alındı. (Adapazarı'nın Kurtuluşu).

1934- Soyadı Kanunu, TBMM'de kabul edildi.

1938- Türkiye, Milletler Cemiyeti'ne bir nota verdi. Notada Türkiye'nin Hatay'daki Milletler Cemiyeti Komisyonu ile ilişkilerini kestiği bildirildi.

1946- Rize çay fabrikasının temeli atıldı.

1987- Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık köyünde teröristler, 14'ü çocuk olmak üzere 23 kişiyi katletti.

1990- İran'da meydana gelen depremde 25 bin kişi öldü.