TÜRKÇE HERHANGİ BİR VE BASİT BİR DİL DEĞİL”

“BİR MEDENİYETİ, ANCA BİR DİLLE ÖĞRENEBİLİRSİN”

Dil; gelişir, büyür, gençleşir, yaşlanır, bükülür, yayılır, yaşatılır. Her türlü kişileştirmeye konu olan “dil” olgusuna kısaca “yaşar” deriz. Dil, yaşar. Bir dilin yaşama serüveninde ona hayat verenlerin de elbette çok büyük önemi vardır. Hele ki bu yaşatma aydın bir zihinle üretilip tüm halkın dilinde ve kaleminde kök salıyorsa.

Türkçe'nin ‘Bilim Dili’ olup olmadığı konusundaki tartışma, “bir dilin, bilim dili olup olmamasının hangi ölçülere göre belirlendiği” sorusunu sordurur. Prof. Dr. Ünal Çamdalı Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ünzile Felsefe Topluluğu tarafından düzenlenen “Bilimin Dili Türkçe” söyleşinin konuğu oldu tüm merak edilenleri yanıtladı.

Haber: Aslı Akış

BAİBÜ Ünzile Felsefe Topluluğu tarafından Kültür Merkezi-Pembe Salonda Prof. Dr. Ünal Çamdalı’nın katılımıyla  “Bilim Dili Türkçe” adlı söyleşi gerçekleştirdi. Katılımın yoğun olduğu söyleşinin ardından Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Çamdalı Köroğlu TV mikrofonlarına konuştu.

Prof. Dr. Ünal Çamdalı, Ünzile felsefe topluluğunun daveti üzerine kendisi için ayrı bir kıymet taşıyan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesine gelerek, Türkçenin önemi nedir? Nasıl kullanılır? Kavramlarını öğrencilere anlattı.

Çamdalı; “Bir mühendis olarak Türkçeye bilim dili olarak farklı bir boyut kazandırdığını düşünüyorum. Bunları farklı bilin dallarıyla birleştirerek ve özellikle kendi mesleğimle birleştirerek düşüncelerimi ortaya koymaya çalıştım. Öğrencelerin bana yansıttıkları şeylerde faydalı olduğunu düşünüyorum. Umuyorum başka konularda başka zamanlarda bir araya gelmek mümkün olacaktır.” dedi.

“TÜRKÇE’YE NE KADAR FAZLA KAVRAMLAR ÜRETEBİLİRSEK TÜRKÇE BİLİM DİLİ OLABİLECEKTİR”

Türkçe’nin eski bir dil ve tarihi geçmişinin çok derin olduğuna dikkat çeken Çamdalı; “Batı dillerden etkilerden özellikle İngilizlerden etkileniyor. Bütün diller basitte olsa kendi kendini üretecek. Farklı kavramlar üretebilecek bir yapıdadır. Türkçe herhangi bir dil değil, basit bir dil hiç değil. O açıdan gelişime çok açıktır. Kültürel değişimlerimiz olmuş. Batıdan etkileniyoruz ama bizim kavramlar üreteceğimiz anlamına gelmiyor. Burada teknolojinin çok büyük önemi var. Bizde teknolojiyle birlikte evrensel değerleri ürettiğimiz notada Türkçe gelişecektir. Bu biraz daha sahiplenme ile alakalıdır. Biz sahiplenir Türkçeye ne kadar fazla kavramlar üretebilirsek Türkçe bilim dili olabilecektir.

“TÜRKÇENİN TARİHİ BİR GEÇMİŞİ VAR”

Türkçenin tarihi bir geçmişi var ve tarihsel olaylardan da bunu ayırt etmemek lazım. Zaman zaman askıya alınmış, önünde engeller oluşmuş. Şuan bunu aşacak yeterli bir kapasiteye sahip olduğumuzu düşünüyorum. Esas olan bu algıları düzletmek. Algıları daha ileri noktaya taşımak. Bunlar olursa Türkçe daha çok gelişecek.” şeklinde konuştu.

“DİLİ DOĞRU BİR EĞİTİMLE, DOĞRU BİR ŞEKİLDE ALGILAYIP ADIMLAR ATMALIYIZ”

Prof. Dr. Ünal Çamdalı, bir dilin kendini üretebilmesi için kavramlarında o dil içerisinde üretilmesinin önemine vurgu yaparak; “Yabancı ülkelerin dillerinden gelen kavramları kendi dilimiz içerisinde üretmemiz problemler oluşturuyor. Oktay Sinanoğlu hocamız o konuda çok değerli şeyler söyledi, kitabında bu konulara dikkat çekti. Toplumu aydınlatmaya çalıştı. Bu konuda çok değerli hizmetlerde bulundur. Esas olan bizim bu dili doğru bir eğitimle, doğru bir şekilde algılayıp başka dilleri de o şekilde öğrenme yolunda adımlar atamamız lazım. Yabancı dildeki eğitimle yabancı dil eğitimi farklılığını oluşturup, milli bir politika oluşturup o noktada halka yansıtmak gerekiyor. Bizlerde bunun için buradayız. Amacım burada bir dil bilimci olmamama rağmen dille, ilgili meseleleri kendi meselem gibi kabul edip burada bu noktada nasıl hizmet edebilirim. Oktay Sinanoğlu hoca nasıl bir kimyacıysa, nasıl bir fen insanı olarak buna yaklaşmışsa bende bir mühendis olarak nasıl yaklaşabilir konusunda kafa yoruyorum zaman zaman. Buradaki birikimlerle ve hayattan gelen tecrübelerle ve bilimle ilgili çalışmalarla sentez oluşturuyoruz.” İfadelerini kullandı.

“BİR MEDENİYETİ, ANCA BİR DİLLE ÖĞRENEBİLİRSİN”

Çamdalı, bir medeniyetin bir dille öğrenildiğine işaret ederek, Türkçeyi doğru şekilde öğrenmek ve eğitimlerini alıp sonrasında başka dilleri öğrenmenin gerekliğinden bahsederek; “Kültürler birbirinden etkilenebilir batı medeniyetine geçmiş ve bunu benimsemiş bir kültürel yapıya everilmişiz. Buda tabi Türkçeyi Farsçanın ve Arapçanın kurtarmaya çalışırken batı dillerin etkisi altına girmiş. Kültürel değişim olunca etkilenme oluyor.  Esas olan bence burada Türkçeyi doğru şekilde öğrenmek ve eğitimlerini almak sonrasında başka dilleri öğrenmek çok önemli. Bir dil bir insan, iki dil iki insan. Bir medeniyeti, anca bir dille öğrenebilirsin. Burada Türkçenin de önemli olduğunu vurgulamak ve Türkçe eğitiminin önemli olduğunu göstermek gerekiyor. Şuan iletişim çağında olduğumuz için iletişim çağı özellikle kültürlerin bir araya gelip, birbirinden daha fazla etkilendiği alan oluşturuyor. Dünyadaki bütün kültürler batı kültüründen etkileniyor. Burada kendi yapımızı da koruyarak batıdan etkilenmek normaldir. Bugün mesela İngilizcede en az 500 Türkçe kelime var. Onlarda bizim eski Türkçeden etkilenmiş bu normal yalnız bunun ölçüsünü iyi korumak ve milli değerlerimiz açısından yükselmeyi bilmekte çok önemli” diye konuştu.

“ESAS OLAN KENDİ DEĞERLERİMİZ VE KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKMAK”

“Dünya’da en çok konuşulan 5. dilden biri Türkçe” diyen Çamdalı; “Türkçe dünyanın en eski dillerinden biri. Türkler tarih sahnesinde varken bugün birçok medeniyette kültürler ve değerler yoktu. Türkçe dünyada en çok konuşulan 5. Dilden birisidir. Ama niteliksel olarak biraz daha aşağılardayız. Fakat bizim bu dili geliştirmemiz noktasında çok daha çabalama ile eğitim reformist anlamında eğitime de ihtiyacımız var. Bunu sağladığımız zaman Türkçe daha üst noktalara gelecek. Esas olan kendi değerlerimizi kültürümüzü dilimize sahip çıkmak ve bunu geliştirmek ve bunun önemli olduğunu hiçbir dilin bu manada birbirinden üstün olmadığını ama Türkçenin eski bir dil ve önemli bir dil olduğunu düşüncesinin topluma kazandırabilirsek bence sorunlar kendiliğinden hal olur. Birde tabi ki teknoloji öğretmek, bilim alanında felsefe alanında, sosyal alanda değer öğretmek ve evrensel alana taşımakta bence önemlidir. Bunlar yapılırsa bence bir sorun kalmayacak diye düşünüyorum” dedi.

Editör: TE Bilisim