Sayın okurlar;
Az da olsa, çok da olsa şu (deha-dahi) sözü ağızlara alınırken (kafa) acaba bu konuda neler biliyor? Deha-dahi, kime, niçin, neden ve ne maksatla söylenir? O zaman, şu dehayı-dahiyi biraz açalım.
-Bilinmelidir ki dehayı ancak ıstırap doğurur.
-Deha, belli bir konuya yöneltilmiş, derin bir dikkatin mahsulüdür.
-Deha, gerçekleri alışılmamış şekilde görmekten başka bir şey değildir.
-Deha çalışkanlık ve uzun bir sabırdır.
-Deha çalışmaktan başka bir şey değildir.
-Başkalarının başaramadığını yapmak ustalıktır. Ustalığın başaramadığını, gel gör ki deha tamamlar.
-Dehasız çalışanlar çoktur ama çalışmayan bir deha asla yoktur.
-Dehanın yüzde biri ilham, doksan dokuzu alın teridir.
Sayın okurlar;
Akıl fukara olursa, söz ukala olur. Aslında hiçbir (deha-dahi) bu kelimeyi kullanmaz, yaşar. Bu nedenle, teşbihte hata olmazsa her dangalak, salak, kendini deha zanneder. Ama kafaya baltayı vur, kıpkırmızı et akar. Niye? Beyinde akıl yok.
Deha yapar- serseri yıkar.