Öncelikle şunu öğrenmemiz gerekiyor; kadınlar kimsenin emaneti, namusu vs. değildir. Her erkeğin namusu nasıl kendisindeyse kadının da öyledir. Nasıl ki erkek kendi kendine bakmakla yükümlü -yani kendine ve/veya inandığı bir kutsala vs- emanetse kadın da öyledir. Bir şeyi daha öğrenmeliyiz; kötülüklere karşı savaş açacaksak eğer kadına şiddete hayır sloganlarındansa "şiddete hayır" sloganlarını tercih etmek gibi daha doğru metinlerle fikirlerimizi yaymalıyız. Kadınları erkeklerden ayırmadığımız gibi erkekleri de kadınlardan ayırmamalıyız. Ve unutmamalıyız ki; şiddetin veya bir cinayetin hiçbir zaman geçerli sebebi yoktur. Zanlının akıl ve ruh sağlığında bir bozukluk varsa gerekli tedaviyi alması veya gereken cezayı alması gereklidir. At gözlüklerimizi çıkarmalıyız çünkü artık kendimizi geliştirmemizin ve bir şeylere dur dememizin vakti! Bir daha Münevver Karabulut'lar, Özgecan Aslan'lar, Leyla Aydemir'ler, Şule Çet'ler, Emine Bulut'lar ve daha ismini sayamadığımız niceleri başka isimler ve vücutlarda aynı acıyı çekmesin diye bazı şeylere dur dememizin vakti geldi de, geçiyor bile...