İlimizde yaşanan otel yangını sonrasında ortaya çıkan sonuçlar her yönüyle yüreklerimizi dağlamıştır. Umut ve hayalleriyle kaybettiğimiz onlarca insan, onlarca hayat…
Toplumun insandan, insanın insandan ve insanın toplumdan beklentileri vardır. Vicdan, merhamet anlayış empati, saygı, sevgi, paylaşım, yardımlaşma, adil olma, gibi insani özellikler bizlere doğuştan verilen yetkinlikler değildir. Evet bu erdemli özellikler insan potansiyelinde yer almaktadır ancak bunu açığa çıkartacak en güçlü sosyal yapı toplumdur. İnsanı insan yapan bu özellikler ancak ama ancak eğitim ve kültür yoluyla bireye aktarılabilir.
Üç gün önce ilimizde yaşanan otel yangını sonrasında ortaya çıkan sonuçlar her yönüyle yüreklerimizi dağlamıştır. Umut ve hayalleriyle kaybettiğimiz onlarca insan, onlarca hayat…
İhmaller, duyarsızlıklar, bencillikler, vicdansızlıklar, merhametsizlikler… hepsi bir arada. Özellikle konuyla ilgili haberleri izleyip yorumları okuduğumda üzüntüm, kaygım ve öfkem daha fazla artıyor. Geceliği oldukça yüksek bir fiyat olan ilgili otelin en temel güvenlik önlemlerini almamış olması; insanlar çığlık ve acı içinde yaşam mücadelesi verirken bazı tatilcilerin umarsızca kayak yapmaya, eğlenmeye devam etmeleri; haberlere yansıyan yönüyle diğer otellerin müşteri kabulüne devam etmeleri; hayatları pahasına yardımda bulunan AFAD ekiplerinin dinlenmek için çevre otellerden oda isteğinde ücret talip edilmesi … gibi hadiseler yaşanan acıyı ve üzüntüyü daha da büyük hale getiriyor. Bu konuda tanınan bir gazeteci şöyle diyor: "Neye üzüleceğimi, neye ve kime kızacağımı, kime sinirleneceğimi bilemedim.”
Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım “Paranın Psikolojik Sonuçları” , “İnsaniyetsiz İnsanlar” ve “Mış gibi Yapmak” isimli yazılar maalesef bugün yaşadığımız acının nedenlerini anlatıyordu. Örneğin bir yazıda şöyle demiştim:
“Nobel Ödüllü Daniel Kahneman’a göre bu bulguların şüphesiz en önemli çıkarımı “para fikri”nin bireyciliği tetiklemesidir. Yardımseverlik, işbirliği, bir arada olma, diğergamlık, sosyalleşme ve toplumsal yarar gözetme gibi konularda parayı merkeze alan kişi ve kültürlerin daha az istekli olduğu fikri güçlü kanıtlarla önümüzde durmaktadır.”
Yaşadığımız bu acı olayda gerek otel sahiplerinin yaptıkları gerekse tatil merkezinde bulunan diğer otellerdeki misafirlerin hiçbir şey olmamış gibi kayak yapmaya devam etme davranışı akla şu çıkarımı getirmektedir: “Parayla teşvik olan kişiler, büyük oranda bencildirler.”
Diğer önemli bir konu ise milletçe hatalardan ders çıkarma konusunda çok başarılı olamamamızdır. Bir Şaman öğretisine göre “Ders, sen öğreninceye kadar devam eder.” Yaşadığımız toplumsal hadiseler bunlardan dersler çıkarmamız gerektiğini defaten göstermiştir.
Peki toplum ve insan olarak bu dersleri nasıl çıkartabiliriz ?
Daha nitelikli bir değer ve vicdan eğitimi olmadan bu konuda başarılı olmamız çok zor görünüyor. Yaşanan sosyal çürümüşlüğü çok daha yakından hisseden ülkeler 2019 yılında almış olduğu bir kararla 5 Nisan gününü “Uluslararası Vicdan Günü” olarak anmaktadır. Buradaki amaç insan ve toplum vicdanın önemini hatırlatmaktır. Maalesef içerisinde bulunduğumuz çağ vicdani değerleri kaybetmemiz konusunda oldukça başarılı olmuştur.
Yüksek düzeyli bir vicdan gelişimi için inanç ve kültür aktarımı son derece önemlidir. Vicdan okul sıralarında bilgi aktarımıyla gerçekleştirilebilecek bir beceri değildir. Vicdan eğitimi örtük bir şekilde yakın çevrede başlar, görüp duyduğumuz her şey vicdan gelişimini etkiler. Özellikle sanat, edebiyat, sinema, tiyatro ve müzik gibi beşeri uğraşlar, insanın vicdan gelişimini ya destekler ya da köreltir. Malumunuz uzun yıllardır, vicdan gelişimini beslemesini arzu ettiğimiz sanat ve kültür faaliyetleri bu sorumluluğunu yerine getiremiyor.
Örneğin ünlü ve sanatçı olarak anılan bir kişi yaşanan bu acı olaya duyarsız kalıp kayak pistinde kaymaya devam eden kişiler için sosyal medyada şöyle bir ifade kullandı:
“Yan otelde yangında insanlar çoluk çocuk can vermiş… Hiçbir şey olmamış gibi pistte kayak yapıyorlar ya… Lan siz nasıl insanlarsınız ?”
Bu paylaşımı yapan ünlü, “Recep İvedik” ismindeki bir karakteri başta çocuklarımız olmak üzere insanımıza izleten kişidir. Recep İvedik isimli sinema karakterinin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu bilmekteyiz: Hoyrat, kaba, alkolik, küfürbaz, öfkeli cahil ve vurdumduymaz.
Hani kendisi soruyor ya “Lan siz nasıl insanlarsınız”, diye evet Recep İvedik benzeri şaka gibi insanlar olduk.
Hülasa olarak daha yüksek düzeyde bir vicdana sahip olmak istiyorsak yüksek nitelikli edebiyata, sanata, kültüre ve eğitime ulaşmamız gerekmektedir.
Saygı ve selamlar…
23.01.2025
Bayram ERDEN