Miladi 2024 yılının şu ilk günlerinde, geleceğe ümitle bakabilmek için, her şeyden önce geçmişimiz ile ilgili ciddi bir muhasebe yapıp hatalarımızdan ders çıkarmamız gerekir. Aynı hata ve yanlışları tekrarlamamak çok önemlidir. Bir de geçmişteki başarısızlıklarımıza takılarak geleceğimizi de, aynı olacak diye ipotek altına almak yanlışların en büyüğü olur. Geleceğe umutla bakmak bizim şiarımız olmalıdır.

Ümit (Reca) kelimesi, daha çok tasavvufta kullanılan ve kulun Allah’ın rahmetine ve mağfiretine güvenerek ümit içinde olması anlamında gelen bir kelimedir. Zıddı ise, ümit kesme (yeis) halidir.

Kur’an’da ümit ile alakalı bir çok ayet vardır. Bunlardan bir tanesi de Bakara ,218 ayettir ve şöyle buyurulmaktadır: İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Hz. Peygamber (sav)’in, “Allahım! Rahmetini ümit ediyorum” diye dua ettiği (Ebû Dâvûd, Edeb, 101), can çekişen biri hakkında, “Allah ona umduğunu verir, korktuğundan emin kılar” dediği rivayet edilmektedir (Tirmizî, Cenâʾiz, 11).

Güzel, faydalı ve hayırlı bir  iş yaptığımızda Allah’tan sevap umar, hata ve yanlışlarımızdan nedamet duyarak tövbelerimiz sonucu  affımızı ümit ederiz. Allah (c.c.) tarafından dualarımızın kabulü ve günahlarımızın affını düşünmemiz  ise biz müminlerin hüsnü zannıdır. Bir hadis-i şerifte, “Allah kulunun zannı üzeredir” buyurulmuştur (Buhârî, Tevḥîd, 15). Biz mümin kullar olarak rabbimizi rahmet, merhamet, lütuf, kerem ve af sahibi olarak bilir ve inanırsak,  Allah da bu zannımıza göre tecelli eder ve muamelede bulunur. Yine “Rahmetim gazabımı geçmiştir” (Buhârî, Tevḥîd, 55) kutsî  hadisi de daha fazla ümitvâr olmamızı gerekli kılar.

Son beş yılda yaşadığımız hadiseleri bir bir düşünecek olursak; uzun süren salgınlar,  doğal afetler, savaşlar, ekonomik sıkıntılar ve kaybettiğimiz canlar… bizlere karamsar bir tablo çizer. “Ne yapsak olmuyor” deyip ümitsizlik girdabına kapılmadan, yeniden bismillah deyip aşkla işimize koyulmalıyız. Yoksa ümitsizlik hali, müteşebbis olmamıza engel olur, bizleri tembel yapar.

Geleceğimize ümitle ve güvenle bakabilmek için üzerimizden ataleti atıp, çalışmak ve üretmek zorundayız. Aramızdaki çıkar ve menfaat sıkıntılarını bir tarafa bırakıp, vatan ve millet için hatta ümmet için canhıraş çalışmak mecburiyetindeyiz. O zaman yaşayacağımız güzel günlerin bizleri beklediğinden emin olabiliriz. Bu ruhu hem bizler taşımalıyız ve hem de ümidimiz ve istikbalimiz olan gençlerimize aşılamalıyız. Gayret bizden tevfîk ise Allah’tandır.

                                                                                                    Ali Rıza Tahiroğlu

                                                                                              DİB. Başkanlık Müftüsü