Çocukluğumdan beri “kahraman” olmak istemişimdir. Hala da aynı hayallerle yaşıyorum. Çünkü kahramanlar ölmez. Belki bedeni toprak olabilir ancak cesaret, yiğitlik ve fedakarlığıyla gönüllerde anıtlaşır.

Türk tarih ve edebiyatı bu cinsten kahramanlara çokça tanık olmuştur.  Dilimizde “kahraman” kelimesinin tanımı zaman içinde değişmiş olsa da kahraman: "büyük ve cesur davranışlar veya iyi nitelikler için takdir edilen bir kişi" olarak tanımlanabilir.

Tüm kahramanların ortak özelliği sanıyorum, haksızlığa karşı koyma, iyiden yana olma, karşılıksız fedakarlıkta bulunma gibi üstün insani meziyetlerdir. Tarihi kişilikler, peygamberler, bilim insanları, gerçek sanatçılar, büyük devlet adamları, aslında toplumların kahramanlarıdır.

Yine hepsinin ortak özelliği haksızlığa, adaletsizliğe ve zulme karşı çıkmalarıdır. Onlar düzenin adamı değil hakkın ve hakikatin adamı olmayı seçmişlerdir. Bu anlamda hayatlarını bildiğimiz tüm peygamberlerin yaşam öyküsü bu özelliklere sahiptir. Ya da Sokrates, Galileo gibi toplum liderleri ve bilim insanları da aynı yolu seçmiş ve benzer kaderi paylaşmışlardır.

Diğer taraftan ait olduğu millete ve devlete gönülden bağlı olan kahramanalar da inandıkları ülküler peşinde ömürlerini feda etmişlerdir. 40 yeni çerisiyle Çin Sarayı’nı basan Kürşatlar, canı pahasına Bizans surlarına Osmanlı sancağını diken Ulubatlı Hasanlar, Çanakkale’yi geçilmez kılan Seyit Onbaşılar aynı inanmışlıkla ölümsüzleşmişlerdir.

Yine bu kervana katılan Şehit Ömer Halisdemirler, Fethi Sekiler, Eren Bülbüller ve Fırat Yılmaz Çakıroğluları kahramanlığın ne demek olduğunu bizlere yaşarken göstermişlerdir.

Ülkesini, milletini ve insanlığı düşünerek canı dahil her şeyden vazgeçen çileye, göz yaşına ve acıya talip olan; kötülerin, zalimlerin, hainlerin ve bölücülerin karşısına ölümsüz bir abide gibi çıkan tunç yürekli kahramanlarımız hakkınız ödenmez.

Zihnimde canlanan bu büyük kahramanların hiçbiri yaptıkları şeylerin sonucunu düşünmemişti. Kendi dışında masum ve mazlum olan her şeyi düşünmüştü ama kendi sonunu düşünmemişti.

Belki de Kahraman olmak için sonunu düşünmemek gerekir.

Hani çok sık kullanılan bir deyiş vardır ya “Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz.“ diye.

Konu vatan, millet ve insan sevgisiyse gerçekten de gerisini düşünmenin çok da bir önemi yok.

Ölümsüz tüm kahramanlara koca bir yürek dolusu sevgi, saygı, dua ve muhabbet gönderiyorum.