Alkolün ilk erittiği, insanın kişiliğidir.

Son dönemde ilimizde gerçekleştirilen konserlerin toplumsal kaynaşma açısından bazı faydaları olabileceği gibi bu ortamlarda yoğun şekilde sigara ve alkol tüketilmesi bu etkiyi tersine çevirmektedir. Sevgili öğrencilerimin gözlemlerine göre bu konserlerde açık alanlarda ve yoğun bir şekilde sigara ve alkol tüketilmektedir. Daha üzücü olanı alkole bağlı olarak asayiş olayları meydana gelmektedir.

Bu konuya özellikle dikkat çekme maksadım insanların yaşam tarzlarına karışmak değil. Ancak sigara ve alkolün bir zehir olduğunu ve bu maddelerin çocuklarımızın da bulunduğu ortamlarda dikkatsizce tüketilmesinin doğru olmadığını vurgulamaktır.

Özellikle alkol tüketenlerin sarhoşluk sonrasında toplum düzenine ve insanların huzur ve sükûnetine dönük yarattıkları olumsuzluklar herkesin malumudur. Nitekim dünkü konserde de birtakım kavgaların yaşanması da anlatmak istediğim olguyu desteklemektedir. Şunu açık bir yüreklilikle ifade edebilirim ki alkol ve bağımlılık yapıcı maddeler için karşı çıkışım dini bir motivasyona dayanmamaktadır. Tamamen Ord. Prof. Mazhar Osman Usman’ın da ifade ettiği gibi bilime, akla, gözlem ve araştırmalara dayanmaktadır. Alkol tüketimini kendisi için bir yaşam şekli olarak belirleyen hiçbir toplum tarihin hiçbir sahnesinde gerçek mutluluğu, huzuru ve başarıyı elde edememiştir.

Alkolün zararları hakkında bilinen tarihi uyarılar mevcuttur. Mesela; İmparatorlukların çökmesi yöneticilerin aşırı alkol kullanmasına bağlanmıştır. Aristo ve Hipokrat sarhoşluğu yerden yere vurmuştur. Platon 18 yaş altında içki kullanılmamasını söylemiştir. 11. yüzyılda Bizans sarayında bir hekim aşırı içkinin karaciğerde inflamasyon yaptığını tespit etmiştir.

“ALKOL SORUNLARI unutmanın ya da çözmenin aracı değil, sorunların kaynağıdır.”

Dünyadaki

Cinayetlerin %85’i

Tecavüzlerin %50’si

Şiddet olayların %50’si

Ölümcül trafik kazalarının %65’i

Aile içi kavga ve geçimsizliklerinin %70’i

Sonradan olan akıl hastalıklarının %60 oranında etkili unsuru ya da nedeni ALKOL dür.

ALKOL; önlenebilir ölüm ve yaralanmaların üçüncü temel nedenidir (Türk Karaciğer Vakfı).

İçişleri Bakanlığının 2022 yılı raporlarına göre ilimiz tütün ve alkol kullanımında Türkiye ortalamasının üzerinde yer almaktadır. Özellikle tütün ve alkolün, madde kullanımına giden sürecin kapısını araladığı da unutulmamalıdır. Nitekim ergenlerin uyuşturucu madde kullanımından önce alkol ve sigara kullanımlarının olduğu bilinmektedir. 15 yaşından önce alkol kullanmaya başlayan gençlerin yaşam boyu alkol bağımlılığı oranı alkol kullanmaya 21 yaşından sonra başlayanlara oranla 4 ila 6 kat daha fazladır. Alkol ve sigara kullanımı uyuşturucu maddelere geçiş süreci olarak ifade edilmektedir. Yapılan çalışmalar neticesinde madde kullanıcıların %97’sinin sigarayla %58’inin alkol kullanımı sonrasında madde kullandıkları anlaşılmıştır (Bkz. https://www.yesilay.org.tr/tr/sikca-sorulan-sorular/madde-bagimliligi/sigara-ve-alkol-bagimliligi-ile-madde-bagimliligi-arasinda). Bu sebeple aslında sadece yasadışı maddelere karşı değil, sigara ve alkol kullanımına karşı da bir mücadele verilmeli, özellikle gençler bilinçlendirilmelidir.

Anayasamızın 58 maddesindeki “Gençliğin Korunması” başlıklı amir hükümde “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”  ifadesi yer almaktadır. Ayrıca Bolu Valiliğinin 2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararına göre Bolu il sınırları içerisinde açıkta ve çevreyi rahatsız edecek şekilde alkol içilmesinin engellenmesi hüküm altına alınmıştır (Bkz. http://www.bolu.gov.tr/bolu-il-sinirlari-icerisinde-acikta-ve-cevreyi-rahatsiz-edecek-sekilde-alkol-icilmesinin-engellenmesine-dair-kanun). Son olarak 2019/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Bağımlılıkla Mücadele konulu genelgesindeki bağlayıcı hükümlere de dikkat çekmek isterim.

Bir Yeşilay gönüllüsü olarak yukarıda saydığım gerekçelerle ilimizdeki tüm yetkilileri bu konuda sağ duyuya ve mücadeleye davet ediyorum.

08.05.2024

Bayram ERDEN