KURBAN BAYRAMI VE İLK AKLIMIZA GELENLER

Kurban; Allah’a yakınlık, gönülden bağlılık ve yeryüzünde iyiliğin egemen olması için en güzel duaları din kardeşlerine taşımak ve paylaşmaktır. Bu vesile ile mübarek Kurban Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar; ülkemize, İslâm dünyasına ve bütün insanlığa huzur ve mutluluk getirmesini Rabbimden niyaz eder; selâm ve saygılarımı sunarım.

​‘’Kurban’’ sözlükte “yaklaşmak’’ isim olarak da ‘’Allah’a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey’’ anlamına gelir. Dini bir terim olarak kurban, ibadet maksadıyla belirli vakitte (kurban bayramı günlerinde)  belirli şatları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak ya da bu şekilde boğazlanan hayvan demektir.

​İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulamalarının bulunduğu tespit edilmektedir. Kur’an-ı Kerimde Hac suresinin 34. ayetinde, ilahi dinlerin hepsinde ibadet amacı ile hayvan kesme anlamında kurban hükmünün teşri kılındığı bildirilmiştir.

​Kurban kavramı, Kur’an’da sadece kan, et veya sadece boğazlamak anlamlarını taşımıyor. Bunlar, kurban kavramının yalnızca bir boyutudur. Kurban, “Allah’a yaklaştıran veya kendisi ile Allah’a yaklaşılan şey’’ olduğuna göre, Allah’a yaklaşmak için vesile ve araç kabul ettiği tüm değerleri ifade etmektedir. Nitekim Hz. Peygamber bir hadislerinde namazdan bahsederken şöyle buyurmaktadır: “Namaz, bütün takva sahiplerinin kurbanıdır’’ yani Allah’a yakınlaşma yoludur (Keşfu’l hafa, 1612 nolu h.). Bu yakınlık araçlarından biri de kurbanlarımızdır. Fakat kurbanlarımızın ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’ın bunlara ihtiyacı yoktur. Et ve kanların muhatabı, yeme içme ihtiyacı olan insanlardır. Allah’a ulaşacak olansa, et ve kanı insan hizmetine sunan ve gönlünde Allah için hizmet sevgisi taşıyan iman sahiplerinin samimiyet ve takvalarıdır. Nitekim Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teâla şöyle buyuruyor: “Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!’’(Hac suresi, 37)

​Kurbanın İslam’da dini bir hüküm oluşu Kitap, Sünnet ve İcma-ı ümmet ile sabit olup, hicretin ikinci yılında teşri kılınmıştır. İmam Ebu Hanife’ye göre vacip, İslam bilginlerinin çoğunluğuna (İmam Malik, Şafii, Ahmed b. Hanbel, İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed) göre ise vacip değil müekket sünnettir. Kurban bayramında kesilen kurbanın hükmünün vacip olduğunu kabul edenlerin Kurandan delili, Kevser suresinin ikinci ayetinde geçen ‘’... Kurban kes’’ emridir. Sünnetten delilleri ise; Peygamberimizin şartları uygun olanların kurban kesmeleri gerektiği yönünde çok sayıda hadisleri ve kurban bayramında kurban kesmeyi hiç ihmal etmemesi bu ibadetin vacip olduğunu gösterir diyerek şu hadisi de delil getirmişlerdir: “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın’’.

​Kurban bireysel ve toplumsal açıdan önemli fonksiyonları olan mali bir ibadettir. Kişi kurban ibadeti ile her şeyden önce Allah’ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Ayrıca kurbanın toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutma konusunda önemli bir rol üstlendiği ise açıktır. Müminler, her kurban kesiminde, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in Allah’ın emrine mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş olmakta, kendisini de onlarla beraber hissetmektedirler.

​Kurban bayramı sadece paylaşmayı değil, aynı zamanda sosyal barışı sağlayacak ve kırgınlıkları da ortadan kaldıracak bir iklime sahiptir. Önce en yakın akrabalardan başlamak üzere hale hale genişleyerek tüm kırgınlık ve küslükleri gidermek bu bayramın güzelliklerindendir.

​Bu vesile ile ümmetin, milletimizin ve çok değerli Bolu halkının Kurban bayramlarını en samimi dileklerimle kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim.