RUHUNDAKİ KÖTÜLÜK

Kötülüğün öyküsü, insanın öyküsüyle başlar. Ancak kötülük olgusunun felsefi bir problem olarak ilgi görmesi, rasyonel düşüncenin gelişmesine rastlamaktadır. Bu ilgiyle birlikte, kötülük olgusu felsefi tecrübede yerini almış ve böylece onun mahiyeti, kaynağı, amacı sorgulanmaya başlamıştır.

Teistik inançlar söz konusu olduğunda, bu sorgulamalara bir yenisi daha eklenmiştir: Dünyadaki kötülüğün varlığı, sevgi dolu, güçlü, adil ve iyi bir Tanrı’nın varlığına inanmayla nasıl uzlaştırılabilir? Bu çalışmada, hem Batı hem de İslam düşüncesinden farklı bakış açılarıyla, kötülük sorunu ve onun gerekçelendirilmesi olarak ileri sürülen teodiselerin felsefi anlamı incelenmektedir.

 Bu çalışma, her ne kadar kötülük olgusunun kısa bir felsefi serüvenini sunsa da, asıl amaçlanan, çoğunlukla teolojik alana hapsedilen kötülük sorununu, günümüz dünyasında yaşanan kötülüklerden hareketle insanın doğası açısından sorgulamaya dikkat çekmektir.