Hatıralara devam ediyoruz. Geçmişte yaşananları yazmak, hatırlamak, geleceğe belge bırakmak önemlidir diye düşünüyorum. Aşağıdaki yazı, Seben Taşlıyayla Göleti ile ilgili basında çıkan ikinci yazıdır. Bu yazı mahalli Köroğlu Gazetesinde 20.12.2009 tarihinde imzam ile (TAŞLIYAYLA (SEBEN) GÖLÜNÜN DOĞUMU)  adıyla yayınlanmıştır. Aynen aşağıya alıyorum;

(TAŞLIYAYLA (SEBEN) GÖLÜNÜN DOĞUMU

Kış mevsimi, sanırım 2001 yılının Şubat Ayı içinde bir gün arkadaşlar Aladağ’da Ardıç Bölgesinde bulunan Araştırma merkezinde bir yemek tertip ettiklerini ve beni de beklediklerini söylediler.

Kararlaştırılan günde, her tarafın karlarla kaplı, eşsiz manzaralarla dolu olduğu yerdeki Şeflik binasına akşama doğru vardık. Araştırma merkezinin Şefi olan Orman Mühendisi Seyfettin Kiniş’in orada görevli olduğundan daha önceden haberim vardı.

Yemeğe gelenlerin çoğunluğu Orman teşkilatı kökenli çoğu tanıdığım arkadaşlardı. Seyfettin beyden başka, Orman Mühendisleri Mesut Güler, İsmail Kışlak, Ekrem Ünal ve hatırlayamadığım diğer 10–15 arkadaş vardı.

Güle oynaya yemekler yenildi. Sonra halka halinde salonda sobanın etrafında çaylarımızı içerken güzel bir sohbet de başlamıştı. Herkes birbiri ile konuşurken ben; “Arkadaşlar Ormanlarımız veya Bolu ile ilgili orman yangını, yaylalar vs. gibi konular ele alalım. Herkesin de çözüm hususunda fikrini sıra ile dinleyelim.” dedim. Sıra ile fikirler beyan edildi ve ilginç çözümler ortaya atıldı. Benim daha önceden de Köy Hizmetleri çalışmalarında orman içlerine, yaylalara uygun yerler gölet yapılması ile ilgili fikirlerimi beyan edince mevzu genişledi. Aladağ bölgesinde 50-60 yere gölet yapılabileceğini söyledim. O arada tam karşımda oturan fakat şu anda ismini hatırlayamadığım bir arkadaş bugün Taşlıyayla Göletinin gövdesinin inşa edildiği Solaklar Yaylasının önünden bent yapılırsa çok büyük bir göletin yapılabileceğini söyledi. Bizler 20 yıldır dağ tepe araziyi geziyoruz ama bölgeyi tam keşfedemediğimizden bu yerin özelliğini anlayamadık. O arkadaş ısrarla o bölgenin iyi bir gölet yeri olduğunu belirtiyordu.

Daha sonra ben 2003 Şubat ayında Köy Hizmetleri İl Müdürü oldum. Arkadaşlar daha önceden Seben-Alpagut yaylasının batısında bulunan alanda bir gölet çalışması yapmışlar. Proje hazırlığı bir seneden beri devam ediyormuş. 2003 yılında Alpagut Yaylası Gölet projesi tamamlandı. Gövdenin Temel etütleri Ankara’dan gelen ekip tarafından yapıldı. Alpagut Köyü Muhtarı Mehmet Koyunoğlu ve arkadaşları projenin bitmesi için büyük uğraş verdiler. Arazideki son çalışmaya ben de katıldım. 2004 yılında da Alpagut Yaylası Göleti Köy Hizmetleri yapım programına girmişti. 2004 Nisanında Mahalli seçimler yapılmış ve Mehmet Koyunoğlu İl Genel Meclisi üyesi olmuştu. Seben Alpagut Köyüne de Hemşirelikten emekli Safinaz Derebağ isminde bir bayan muhtar seçilmişti. Bayan muhtar seçimden sonra Köy Hizmetlerine bir dilekçe ile müracaat ederek meralarının gölet yeri tarafından yok olacağını belirterek gölet projesinin iptalini istiyordu. Ben İl Genel Meclisi Üyesi Mehmet Koyunoğlu’nu bu iptal müracaatından haberdar ettim. Projeye bu kadar uğraştık, gölet iptal olmasın, dilekçeyi muhtara söyleyin geri alsın dedim. Bir hafta sonra muhtarın göletin yapılmasını isteyen dilekçesi bize ulaştı. Fakat 15–20 gün sonra bir dilekçe daha geldi. Muhtar tekrar göletin tekrar iptal edilmesini istiyordu.

2003 Şubatında Köy Hizmetleri Müdürlüğüne atandıktan sonra çeşitli gölet projelerini inceleme imkânım oldu. Daha önceleri de muhtarları gölet talep etmeleri konusunda hep teşvik etmişimdir. Çünkü günümüzün en önemli problemlerinden birisi sudur. Bazı muhtarlarımız hiçbir kaynağı olmayan yerde kar suyunun toplanıp yaz boyunca kalacağına inanamıyordu. Yine yukarıda anlattığım Orman İdaresinden arkadaşların söylediği bölgedeki göletin yapımı da aklıma yer etmişti. Kendim araziyi bir vesile gezdim. Haritalardan baktım. Sonra gölet yapım bölümündeki arkadaşlara bu fikrimi açtım. Harita üzerinde tartıştık. Bana söyledikleri bu gölet olmaz dediler. Ben de onlara;” Yarın bu bölgeye gidin araştırıp gelin, daha sonra da tekrar görüşelim.” diye talimat verdim. Birkaç gün sonra projeci arkadaşlarla tekrar toplandığımızda bana; “Müdürüm bu yeri nasıl keşfettiniz. Burası mükemmel ve çok az bir harcama ile büyük bir gölet yapımı gerçekleştirilebilir.” dediler. Ancak bunu Köy Hizmetleri olarak yapabileceğimizin şüpheli olduğunu belirttiler.

Bir vesile ilke 2004 yılı yazının başlangıcında Seben Belediye Başkanı Süleyman Özbağ beyi ziyarete gitmiştim. Odada Başkan Süleyman Bey ve benden başka, İl Genel Meclisi üyeleri Fehmi Çınar ve Mehmet Koyunoğlu, Seben Solaklar Köyü Muhtarı Murat Özçelik ve Bozyer Köyünden Mustafa Gülkaya beraberdik. Yine Seben’de sulama suyu sıkıntısından konu açıldı. 2–3 Sene önce de yazın kuraklık olmuş Seben deresi kurumuş ve elma bahçelerinde sulama suyu sıkıntısı çekilmişti. Söz Alpagut Yaylası Göletinden açıldı ve ben Muhtarın yukarıda bahsettiğim kararsız tutumunu eleştirdim. Orada bulunan arkadaşlara şöyle bir teklif yaptım; “Arkadaşlar gelin bu göleti Solaklar Yaylasının önünden yapalım. Hem daha az masraf gidecek hem de Seben’in, Bolu’nun belki de Karadeniz Bölgesinin en büyük göleti olacak.” dedim. Hakikaten ben baştan beri Alpagut Yayla Gölet projesini beğenmemiştim. Çünkü su 10 km öteden kanalla getiriliyor, göletten su alınarak 4 km kanalla taşınıyor, sonra 35 metrelik bir tepe aşılarak Seben’e su sağlanabiliyordu. Projenin maliyeti 2004 fiyatları ile 4 milyon TL. yi bulacaktı. Benim yeni Solaklar Yaylasının önüne yapılacak gövdeli göletin maliyeti ise 2004 fiyatları ile 2 Milyon TL. Bile bulmuyordu. Bunun üzerine yeni göleti tartışmaya başladık. Arkadaşların hepsi bu göletin yapılabilirse mükemmel olacağını fakat köylülerin meralarının gideceğinden dolayı razı etmenin zor olacağını söylüyorlardı. Birçok konuşmadan sonra;” Siz bana Kozyaka, Dedeler, Nimetli, Alpagut, Solaklar ve civar köylerin istek dilekçelerini getirin ben işlemlere başlayacağım. Siz merak etmeyin bu göleti yaparız.” dedim. Orada bulunanlar bu işin üzerinde çalışmaya söz verdiler.

Ben de yetkili üst makamlara bu göletin yapılması işini anlatmaya başladım. Bu işe Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü ve Genel Müdürlük sıcak bakarken Sayın Vali Mehmet Ali TÜRKER benim yeni Müdür olmamdan ve bu işi becereceğime pek inanamadığından her fırsatta bu göleti yapmak için gerekli çalışmalara başlama fikrimi desteklemiyordu. Daha sonra Vali beyle birlikte Kıbrısçık ve Seben İlçelerinde yapılan bir dizi açılış ve temastan sonra Eski Kesenözü Köyü muhtarı Hikmet Altınel teyzenin köydeki evine misafir olduk. Köye diğer kalabalık çağrılmamış sadece Vali Mehmet Ali Türker, Seben Kaymakamı İlyas Memiş ve ben Tahsin Akduman eşlerimizle birlikte misafir olarak çağrılmıştık. Beni çok seven Muhtar Hikmet teyze kendi elleri ile birçok yemek hazırlamış ve kurduğu yer sofrasında sadece biz üç aileyi ağırlıyordu. Ben yine her fırsatta Vali beye hatırlattığım gölet yapım konusunu açtım. Herkes fikrini söylüyordu. Fakat Vali Bey yine olumsuz düşünüyordu. Fakat ben daha önceden Vali beyin sevdiği ve saydığı Muhtar Hikmet teyzeye tembih etmiştim. Konuşmaların sonuna Hikmet teyze noktayı koydu; “Vali bey, Müdürümüz bu göletin olacağını ve yapabileceğini söylüyor. Niye müsaade etmiyorsunuz?” diye ısrar edince Vali Mehmet Ali Türker bana; ”Tamam yap o zaman!... “ dedi.

Daha sonra 2008 yılında Sayın Vali Mehmet Ali Türker Bolu’yu ziyarete gelmiş. Termal Otelde kalıyordu. Beni aradı ve göleti gezdirmemi istedi. Ben çok istememe rağmen işim olduğundan beraber gidemedim. Ama kendileri gezip geldiler. Seben Yolu su ile kapandığından geçemediler ve geri gelip beni tebrik ettiler. Rüya gerçek olmuştu.

Taşlıyayla (Seben) Gölü ile ilgili anılara kaldığımız yerden inşallah daha sonra devam edeceğiz.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız.