19 Mayıs 1919’da Milli Mücadelenin başlamasıyla birlikte, Türk basınının kümeleştiği İstanbul’da padişah yanlısı, Anadolu Kuvay-i Milliye yanlısı gibi kutuplaşmalar da hemen başladı. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini tam bir birlik içinde protesto eden gazetecilerin heyecanı giderek yatışıyordu. Bazı gazeteler işgale yumuşak bakar oldular. Bununla da kalmadılar. Mustafa Kemal’in Anadolu harekâtını devletin başına yeni gaileler açacak ve işgalci devletleri kızdıracak bir macera olarak görmeye başladılar. Başta İzmir olmak üzere Anadolu’nun işgal bölgelerindeki gazeteler çaresiz, işgal kuvvetlerinin sıkı takibi ve sansürü altındaydı.

Atatürk, Anadolu’da başlattığı Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında iç ve dış basının ne denli etkin bir güç olduğunu çok iyi biliyordu. Atatürk, Anadolu’da giriştiği millî harekâtın haklılığının özellikle dış basında yer almasına titizlikle özen gösteriyordu. Sivas Kongresi’nin yapıldığı günlerde (4–11 Eylül 1919) Amerika’dan Sivas’a gelen Chicago Daily News gazetesi muhabiri Louis E. Brown’a, Millî Mücadele’nin haklılığı konusunda geniş bilgiler verdi ve onun aracılığı ile Dünya’ya duyurdu. Daha sonraları Fransız gazeteci Madame Berthe-Georges Gaulis de Anadolu’ya gelerek Ankara’da Atatürk’le görüştü, aylarca kalarak, Millî Mücadele’nin haklılığını Fransız ve Dünya kamuoyuna duyurdu. Atatürk, Avrupa’da kendisi ve Türkiye lehinde-aleyhinde yazılan yazıları, haberleri de titizlikle izliyordu. Cevap verilmesi gerekenlere, gazeteler yolu ile cevap verdiriyordu.

Hâkimiyet-i Milliye’nin Yayınlanışı

Atatürk, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi Reisi” olarak 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya geldikten ve Keçiören’deki Ziraat Mektebi’ne yerleştikten iki gün sonra, bir gazete çıkartmağa karar vermişti. Atatürk, arkadaşları ile birlikte önce gazetenin adı üzerinde durdu. Atatürk, Sivas’ta yayınladığı İrade-i Milliye gazetesinin adını bu kez Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye olarak devamını istedi. Gazetenin adı Hâkimiyet-i Milliye olmuştu. Gazetenin adı konmuştu ama ortada ne matbaa vardı, ne de kâğıt. Valilikten yayın imtiyazının da alınması gerekiyordu. Ankara Vali Vekili defterdar Yahya Galip bu izni kolayca verdi. Gazetenin sahipliği ve yazı işleri Müdürlüğü Recep Zühdü (Soyak) a verildi.

Gazete idarehanesi için, Ankara’nın Ulus Meydanı’nda ilk Büyük Millet Meclisi binasına yakın Veli Hanı’nın birinci katında iki oda kiralandı. Vilâyet Matbaası ise Valiliğin alt katındaydı. Matbaanın bir müdürü, kolla çevrilen yaşlı baskı makinesinin bir makinisti, iki-üç te mürettibi (dizgici) vardı. Bu mürettipler günde ancak 2–3 sütün yazı dizebiliyorlardı. Gazete 57 x 82 boyutlu kâğıdın ikiye katlanışı ile 4 sütun üzerinden hazırlanıyordu. Sonunda 10 Ocak 1920 Cumartesi günü ilk sayısı yayınlandı. Başlığın altında da ’’Mesleği, milletin idaresini hâkim kılmaktır’’ yazısı okunuyordu. Gazetenin ilk sayısının kaç adet basıldığı hakkında kesin bilgimiz yoksa da o günü yaşayanların ve araştırıcıların notlarından bunun 1200–1500 adet olduğu sanılmaktadır. Her ne olursa olsun, Hâkimiyet-i Milliye dar kadrosu ve yetersiz matbaasında bir dava gazetesi olarak yayınını sürdürmekte kararlı idi. Birkaç kez, Ankara çarşısında esnaftan paket kâğıdı aranmış, bunlardan uygun bulunanlara gazete basılmıştı.

Hâkimiyet-i Milliye, daha çıktığı gün bir başyazı ile tavrını vatan ve milletten, milletin hâkimiyetinden yana koyduğunu, açıkça “Kuvây-ı Millîye” taraftan olduğunu ilân etti. Anadolu harekâtını başından beri kötüleyen ve Kuvây-ı Milliye aleyhinde yazılar yazan bazı İstanbul gazeteleri Hâkimiyet-i Milliye’yi kötülüyor, milleti, sonu karanlık bir maceraya sürüklemekle suçluyorlardı. İstanbul’un İngilizler tarafından işgali ve Meclis-i Mebusan’ın dağıtılması ile milletvekillerinin tevkifi haberi Konya’ya ulaşır ulaşmaz, Konya’da büyük bir miting düzenlenmiş ve olay şiddetle kınanmıştı.

Atatürk, Hâkimiyet-i Milliye’ye her gün çıkartmak kararındaydı. 6 Şubat 1921 tarihinden itibaren günlük olarak yayınlanmaya başlayan Hâkimiyet-i Millîye, giderek makinelerini yeniledi, yazı kadrosunu genişletti. Millî Mücadele boyunca yayınlarına ara vermeden her gün taze bir heyecanla milletin mücadele gücünü arttırdı.

Hâkimiyet-i Milliye Büyük Zaferden sonra da yayınıyla yeni Türkiye’nin kurulmasında görev alıyordu. O günlerde Hâkimiyet-i Milliye kadrosunda yer alan yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu hatıralarında şöyle der:

”İstilâ orduları topraklarımızdan çekileli henüz birkaç ay olmuştu. Ankara bir kerpiç ve tezek yığınından ibaretti. Hâkimiyet-i Milliye’nin yazı ve idare merkezi dört direk üstüne kondurulmuş iki derme çatma odasıyla bir leylek yuvasını andırıyordu. Lâkin biz bu leylek yuvasında kendimizi kartallar gibi kuvvetli buluyorduk. Memleketin harap, geri ve perişan hali, ne şahsî tedirginliklerimiz, sıkıntılarımız, mahrumluklarımız bize zerre kadar fütur (umutsuzluk) vermiyordu. Hatta biraz evvelki Millî Mücadele devrinin yorgunluklarından, bitkinliğinden bile tamamıyla kurtulmuş, yeni ve daha çetin bir mücadeleye atılmak şevki içinde kanat çırpıyorduk. Biz Hâkimiyet-i Millîye’nin kırık ayaklı masaları başında kendimizi böyle bir hamleye de hazır buluyorduk.”

Hâkimiyet-i Milliye, Cumhuriyet’ten sonra 1934 yılına kadar aynı adla Ankara’da yayınını sürdürdü.

Kaynak: Dr. Mehmet Önder

02 ŞUBAT

1928- Ankara Çimento Fabrikası açıldı.

1935- Kız Teknik Öğretmen Okulu kuruldu.

1938- Bursa'da Merinos Fabrikası, Atatürk tarafından törenle açıldı.

1981- Milli Güvenlik Konseyi, eski Sosyal Güvenlik bakanlarından Hilmi İşgüzar'ın hakkındaki iddiaların incelenmesi için Yüce Divan'a sevk etmeyi kararlaştırdı.

1997- Ankara Sincan'da Refah Partili belediyenin düzenlediği "Kudüs Gecesi" tepkiye yol açtı. Türkiye, Sincan'daki konuşması nedeniyle İran Büyükelçisi Muhammed Reza Bagheri'yi resmen protesto etti.

2004- Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı, yapım hatası nedeniyle çöktü; 92 kişi öldü.

03 ŞUBAT

1931- Menemen Olayı hükümlülerinden 27 kişi idam edildi; mahkûmlardan biri idam sehpası önünden kaçtı.

1969- El-Fetih örgütünün resmi sözcüsü Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü başkanlığına getirildi.

1971- 11 OPEC ülkesi, petrol alıcısı ülkeleri fiyatları artırmakla tehdit etti.

1975- Kıbrıs Türk Havayolları, Türkiye- Kıbrıs seferlerini başlattı.

1984- Sağlık Bakanlığı'na bağlı tüm hastane ve doğumevlerinde kürtaja izin verildi.

04 ŞUBAT

1923- Lozan Konferansı, Batılı baş delegelerin uzlaşmaz tutumları nedeniyle kesildi.

1948- Ankara'da valilik ve belediye başkanlığının ayrılmasına ilişkin kanun kabul edildi.

1982- 22 il merkezinde Bölge İdare Mahkemeleri kuruldu.

05 ŞUBAT

1939- Uludağ'da ilk kez kayak yarışmaları yapıldı.

1956- Meriç ve Tunca nehirleri dondu; Yeşilköy ve Mecidiyeköy'e kurtlar indi ve İstanbul halkı ekmeksiz kaldı.

1975- ABD Kongresi'nin 11 Aralık 1974'te aldığı Türkiye'ye silah ambargosu kararı uygulanmaya başlandı.

1993- ANAP İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci, eşi ve kızı, Bolu-Gerede yakınlarında geçirdikleri trafik kazasında öldüler; Kahveci'nin oğlu, kazadan yaralı kurtuldu.

1997- Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız gözaltına alındı.

2006- Trabzon'daki Santa Maria Kilisesi'nin Katolik rahibi Andrea Santoro, uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldü. Santoro'nun katil zanlısı olarak 16 yaşındaki lise öğrencisi O.A. gözaltına alındı.

2018- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa Franciscus ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı düzeyinde 59 yıl sonra ilk kez Vatikan ziyaret edildi.

2020- Van'ın Bahçesaray ilçesinde dün çığ altında kalan vatandaşları kurtarmak için çalışan ekiplerin üzerine, bugün saat 12.02'de ikinci bir çığ düştü. 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 75 vatandaşımız ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

06 ŞUBAT

1921- Ankara'da Hâkimiyeti Milliye gazetesi günlük olarak çıkmaya başladı.

1953- TBMM, 8 Kasım 1877'de Aziziye Tabyası'nı kahramanca savunan Erzurumlu Nene Hatun'a (Kırkköz) Vatani Hizmet Tertibi'nden maaş (170 lira) bağladı.

1974- Türkiye Yazarlar Sendikası kuruldu.

1980- Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Doğan Türkmen, uğradığı suikasttan yaralı olarak kurtuldu.

1988- Basın Konseyi kuruldu.

1998- Afganistan'da meydana gelen 6,1 şiddetindeki depremde 4 binden fazla kişi öldü.

07 ŞUBAT

1921- Fransızlar tarafından kuşatma altında olan Antep, top atışına tutuldu.

1924- Nezihe Muhittin'in başkanlığında Türk Kadınlar Birliği kuruldu.

1929- ''Hilaliahmer'' (Kızılay) günü, Türkiye'de ilk kez kutlandı.

1952- Türk Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsaları Birliği kuruldu.

1973- TBMM'de kabul edilen yasayla ''Maraş'' iline ''kahramanlık'' unvanı verilerek, adı ''Kahramanmaraş'' oldu.

1996- Dominik Cumhuriyeti'nin turistik kenti Puerto Plata açıklarında ''Bir-Gen Air'' adlı Türk şirketine ait yolcu uçağı, Atlas Okyanusu'na düştü. 176 yolcu ve 13 mürettebattan kurtulan olmadı.

2006- FIFA Disiplin Kurulu, Türkiye-İsviçre maçında çıkan olaylar nedeniyle (A) Milli Takıma 6 maç saha kapatma ve seyircisiz oynama ile 200 bin İsviçre Frangı para cezası verdi. Kurul ayrıca, futbolculardan Emre ve Alpay'ı 6, Serkan Balcı'yı 2 maç, çalıştırıcı Mehmet Özdilek'i de 1 yıl hak mahrumiyetiyle cezalandırdı. Daha sonra Tahkim Kurulu, (A) Milli Takımın cezasını 3 maç saha kapatma ve seyircisiz oynama, Emre'nin cezasını da 4 maça indirdi.

08 ŞUBAT

1919- Fransız işgal orduları başkomutanı General Franchet d'Esperay, Sirkeci'den Beyoğlu'na kadar beyaz at üzerinde top atışları ve bando eşliğinde, Rum tezahüratı ile yürüdü.

1920- Urfa ve Maraş'ta direnişler devam ediyor. Urfa'da Ali Saip Bey'in önderlik ettiği kuvvetler, Fransızlara büyük kayıplar verdirdi.

1921- Antep’e, T.B.M.M. tarafından ‘Gazi’ unvanı verildi.

1935- Milletvekili seçimlerinde, Türk kadını ilk kez seçme seçilme hakkını kullandı. Meclise 18 kadın milletvekili girdi.

1985- Hisarbank, İstanbul Bankası ve Odibank'ın 66 yöneticisinin mallarına tedbir konuldu. Mallarına tedbir konulan bankacılar arasında Ömer Çavuşoğlu, Ahmet Kozanoğlu, Melih Saydam, Özer Uçuran Çiller de bulunuyor.

1990- Amasya'nın Merzifon İlçesi'ndeki Yeniçeltek Kömür İşletmesinde grizu patlamasında 68 kişi öldü.

2004- Türk pop müziği sanatçısı Cem Karaca kalp krizi sonucu vefat etti.

2006- Danıştay, okula geliş gidişlerinde türban takan bir öğretmenin, anaokuluna müdür olmasını sakıncalı buldu. Gerekçede, ''Anayasaya göre, çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan düzenin, laiklik ilkesinin göz ardı edildiği bir ortam olmasının mümkün olmayacağı'' belirtildi.